Turgay Beşyıldız / YENİÇAĞ
Trendyol Harika Lig’e galibiyetle başlayan Trabzonspor ile deplasmanda beraberlik alarak start veren Galatasaray’ın, Rams Park’ta kozlarını paylaştığı bu kurak gecede, maçın biletleri de kurudu, tükendi.
Misafir tribünlerinde gruplarını yalnız bırakmayan Bordo Mavili taraftarlar da, kendi koltuklarında ful çekti.
Trabzonspor’un son iki transferinden Türk statüsünde olan Rayyan Baniya 21 kişilik takımda yer alırken, Yunan oyuncu Fountas haftaya kaldı.
Hızlı başlayan müsabakanın net olarak birinci tehlikeli gol konumları peş peşe geldi. Evvel konuk grup ismine Umut, boş kale önünde akıp giden topa vuramadı. Akabinde konut sahibinde İcardi’de birebir şansızlığı yaşadı.
Ön libero Kourbelis’in, dar alanda meşin yuvarlağı diyagonale uzun oynaması gerekirken, önünde sıkışık durumdaki Bakasetas’a oynayınca, o da üç kişi ortasından çıkamayınca, kaptırılan top gol oldu. Kourbelis’in yanılgısını İcardi kendi hanesine gol olarak yazdı.
Sarı Kırmızılılar’da Zaha sakat, Tete’de statü gereği takımda olmayanlardı.
Bordo Mavililer’de ise Orsic, Hüseyin, Fernandez ve Visca’nın sakatlıkları devam eden isimlerdi.
*
Galatasaray kadrosunun rakibe çok sert başlaması, bilhassa Boey, Torreira ve Mertens’in rakip oyuncuların bileklerine basmasını ‘es’ geçen orta hakem Atilla Karaoğlan, sanırım ön cebinde unuttuğu kartlardan sarıyı, kulübedeki Okan Buruk için çıkardı.
Trabzonspor oyuna berbat başlamadı. Birinci yarıda yaptığı seçkin bir yanılgıyı kalesinde gol görmesine karşın, Galatasaray’ın kolay durum üretememesi ve biraz kupa yorgunluğu dakikalar ilerledikçe görünmeye başladı.
Karadeniz takımında dikine topla dripling yapan oyuncular; Yusuf Sarı, Yusuf Erdoğan ve Abdülkadir Parmak, artık yok. Bu iş; Abdülkadir Ömür’ün sırtına kaldıysa da, Ömür’ün rakip alana dikine inmeyip o da yan oynamaya başlayınca, cim bom bu işe şapka çıkardı!
Galatasaray ekibin yiyeceği birinci gol, onlara ‘telaş’ olarak döneceklerini bildikleri için, genelde birinci yarıdaki gerginlikleri kameralara yansıdı, yansımadı değil.
İkinci 45 dakikaya da özgüvenle başlayan Bjelica’nın öğrencileri; Galatasaray’ın 93 numaralı oyuncusu Boey’in, kasaplık görevine! mani olamayınca, Trezeguet kendini sedyede bularak sahayı terk etti. Karaoğlan, maçın başından beri Boey’in yaptığı kasıtlı sert faullerden birine bile, tek bir sarı kart dahi göstermemesi eksik tarafıydı. Tekrar de bu kuvvetli 90 dakikayı berbat yönetti diyemem.
*
Eksik takımında, rakibi tek tehdit eden silahı Trezeguet’in de sakatlanıp çıkmasıyla, külliyen kanat oyuncusuz kalan Trabzonspor, konut sahibini kendi yarı alanında daha fazla görmeye başladı.
Kaleci Uğurcan’ın mani olup Mertens’in kaçırdığı gol konumu, Bordo Mavili ekibe bir ‘oh’ dedirtti.
Sarı Kırmızılılar, bilhassa son 30 dakikada konuk takımın kapısını daha sık çalmaya başlayınca, Hırvat Teklic’in akabinde, kendisinden bu dönem beklentilerim olan Enis Destan’ı Bjelica atak çizgisi için oyuna soktu. Defansa Baniya’yı, ortaya da Doğucan’ı destek yaparak, gerçek varyasyonlar yapan Bjelica, kırılan ekibini biraz toparladı.
Uzatmalarda boş kalan İcardi’nin vurduğu başa ise yapacak bir şey yoktu.
Son kelamım; Ligin daha başı, rahat olun. Bu ekip toplarlar mı? Toparlar.
